Evet bugün bu yazının devamını okumaya geldiysen aklını kullanmak
için fırsat arayan birisin.
Burada okuyacağın yazılar yapacağımız
deneylerle göreceksin ki bakanından profuna atasından hocasına binlerce yıllık
tarihte insanların çözemediği bilgileri sen çözeceksin.
Korktun mu? Merak ta ediyorsun dimi.
İstersen kapat bu sayfayı. Aklını kullanmaya başlayınca insanlara kendi
akıllarını kullanmanın önemini anlatmaya mecbur kalacaksın. Bu büyük bir yük.
Ben bütün irademe rağmen yazdığım yazılardan da tahmin edebileceğin gibi
delirmek üzereyim.
Bugüne kadar delirmeden yaşayabildiysem bunu yine o aklımı kullanmamın sonucu
elde ettiğim mükemmel şeylere borçluyum.
Bak şimdi sana ne yazacağım.
Aklını kullanmayı bilen birine sen deli de desen, aptal da
desen o hiç üstüne alınmaz güler geçer biliyor musun?
Ama aklını kullanmayı bilmediği için sülük gibi aklını kullandığını sandığı
kişilere yapışıp yaşamaya çalışan aptal birine aptal dersen o kıyameti koparır.
Çünkü aptal olduğunun başkaları tarafından anlaşılması onu çok fazla rahatsız
eder.
Sıkı dur. Halen daha bu satırları okuyorsan seni delirtecek ilk bilgiyi
yazıyorum.
Sen varya sen.
1980 ve öncesinde yaşamış olan adını bildiğin veya
bilmediğin ne kadar çok iyi bilen insan varsa hemen hemen her konuda sen o
insanlardan daha bilgilisin.
Al sana aklını kullanmaktan korktuğunun bal gibi bir ispatı daha. Hadi itiraf
et.
Buraya kadar bu satırları okuduğuna bile pişman oldun değil mi?
Unutma aklını kullanmayı beceremediğin için bu satırları okuyorsun. Ve aklını
kullanamadığını sana bir tek cümle yazarak seninde tastik ettiğin şekilde yine
ispatladım.
Yalan mı? Sen bilirsin. Daha fazla okuma istersen. Çünkü bu yazdığımın ispatını
bugün yazmayacağım. Ya sen kendin bulacaksın ne demek istediğimi. Yada yarını
bekleyeceksin. Yada bir daha bu sayfayı okumayıp deve kuşu misali kafanı kuma
sokup aptal bir sülük olarak yaşamana devam edeceksin.
Ama düşünüpte bulabilirsen, tepkilerini bu sayfalara yaz mutlaka. Ama yazmaktan
korkarsın değil mi? Aptal sülükler tarafından afaroz edilirsin değil mi?
Şimdi niye aklını kullanmaktan korktuğunu bir daha düşün.
O zaman neden aklını kullanmaktan korktuğunu daha iyi anlayacaksın. Hatta
istersen bu konuda kendini bir sorgula. Bak göreceksin 1980 öncesinde yaşamış ne
kadar bilge insan varsa onların tamamından sen daha bilge birisin.
Ha bu arada bu sayfayı okuyabildiğine göre bu sayfaları silme yetkisinde olan
kişilerde aklını kullanmaya karar vermişler demek ki.
Konunun nereye varacağını sabırla bekleyecekler. Bu iyiye işaret. Şimdi
deneylerimize dönelim.
Şimdi bir avuç toprak bulabilir misin? Toprak yoksa pamukta olabilir. O da yoksa
içine malzemelerimizden bir tanesini gizleyebileceğimiz her hangi bir şey
olabilir.
Şimdi öncelikle hazırladığın malzemelerin içinden gözlerini kapatıp bir tanesini
seç ve görmeden toprağın içine gizle.
Elinle temastan dolayı hissettiğin durumu göz ardı ederek topraktan ne
büyüyeceğini tahmin edebilir misin?
Fasülye mi? Hani aklını kullanacaktın. Elinle hissettiğini unut dikkate alma
dememişmiydik.
Peki bu böyle olmayacak. Sen en iyisi bir yardımcı bul.
Ve o yardımcıdan sen görmeden gelip malzemelerinden bir tanesini toprağa
gizlemesini iste.
Nasıl oldu mu? Şimdi biliyor musun? Toprağa ne gömüldüğünü.
Güzel bilmiyorsun.
Topraktan gömülen yeşerip çıkana kadar bilme şansın var mı.
Yok.
Toprağın içini görebileceğin bir alet geliştirip toprağın içini görebilirsin.
Denemek ister misin?
Diyelim ki geliştirdin.
Ve tam göremesen de toprağın içini görüyorsun.
Ama yinede emin olamıyorsun. Acaba topraktan ne çıkacak.
Sana başka bir teklifim var. Yardım aldığın kişiye söyle o söylesin.
Söylemiyor mu?
Gitti mi ona ulaşamıyor musun?
Anladım. Çaresiz bekleyeceksin. Artık ne çıkarsa şansına.
Peki bu arada topraktan ne çıkacağını olasılık hesaplarıyla bir hesapla.
1/60 mı oldu.
Ama topraktan ceviz ağacı çıkmasını beklemiyorsun değil mi.
Topraktan ceviz ağacı çıkma ihtimali nedir. tekrar hesaplayalım mı.
İmkansız. 0/60 ihtimal oda imkansız.
Peki bu kadar merak edeceğimiz şeyi matematiği kullanarak ve de malzemelerin
kütlesini, hareket kabiliyetlerini, yardım etmeye gelecek kişinin hızını falan
hesaplayıp ona göre gelecek kişiyi çağırsak ta 1/60 ihtimal olan şansımızı 1/10
falan düşürsek olur mu?
İster misin böyle bir şey.
Anlamadım. Kim istemez ki mi diyorsun.
Hım Sen aklını ciddi ciddi kullanmaya başladın.
Peki sana bir soru.
Matematik ilmini kullanarak 1/60 olan ihtimali 1/10 'a düşürmeyi red eden biri
sence nasıl bir akıl sahibidir.
Aptal mıdır.
Tam duyamadım. Tekrar eder misin. Aptaldır diyorsun yani.
Anladım. Seninle anlaşacağız. Zaten aklını kullanmayı istediğin için buralara
kadar okudun bu yazıları.
Peki sen 1/10 ihtimali kullanmak istediğinde sana olmaz onu kullanma derseler
bunu diyen kişi senin iyiliğini istiyor olabilir mi?
Ne alakası mı var diyorsun.
Tamam . Doğru. Aklını kullanmaya başladın.
Sıkılmaya da başladın değil mi?
Neyse biz dönelim işimize.
Şimdi yine bir deney yapacağız.
Ama bu sefer malzeme sayımız azalacak.
Toplam sadece 2 çeşit malzeme kullanacağız.
fasülye ve pirinç kullanacağız.
artık bunları temin edeceksin. ve yine pamuk veya toprağa ihtiyacımız var.
100 tane pirinç 100 tane fasülye hazırla.
bu pirinç ve fasülyelerden 67 tanelerini ağır bir alet kullanarak kır.
Ve öyle ayarla ki 12 değişik tipte kırıklar oluşsun.
Hazırladın mı?
Şimdi önce şu deneyi yapalım.
her şekil pirinç ve fasülyeden 1 er tane al.
toprağa gizle.
Onları toprağa ekmiş oldun değil mi?
Şimdi aklını kullanmaya başla.
Ektiğin 13 değişik pirinç ve fasülyeden kesin olarak büyür diyebildiğin kaç tane
tohum ekmiş olabilirsin.
Olasılık hesaplarıyla düşün.
2/26 mı buldun.
Kesin olarak sağlam olarak ektiğin tohumlar sadece büyüyebilir.
Diğerlerinin de büyüme ihtimali var mı diyorsun. Doğru.
Diğerlerinin de büyüme ihtimali var. Ama kırıldıkları zaman hepsinin genetik
yapısının zarar görmüş olma ihtimali söz konusu.
Bu nedenle sağlam olanlar harici için kesin ifadesini kullanamayız.
Doğru mu düşünüyoruz. Evet doğru düşünüyorsun.
Peki ben kalksam sana desem ki hayır onların hepsi sağlam büyür.
Bunu kabul eder misin? Olabilir mi?
Buradan sonrasını okuma istersen. Sen aklını kullanmayı her fırsatta tekrar red
edeceğin için kalanlar sana yaramaz.
Bu ifadeyi Bakan, ata , hoca, bilim adamı kim derse desin yanlıştır.
İfadenin doğrusu hepsinin büyüme ihtimali vardır olacak.
Senin gözlerinle gördüğün, elinle yaptığın bir işlem sonucu zarar gören
tohumlarından tohumları yapı olarak incelemiş birisi sana böyle bir şey
söylediği zaman sen itiraz edemediğin müddetçe sen iflah olmaz bir aptal olarak
yaşamaya mecbursun.
Evet bu satırları okuyacaksan hayır olmaz demeyi dene. Bunu diyemiyorsan
meraktan yazıyı okusan da hiç bir şey anlamayacaksın.
Çünkü sen aklını kullanmaktan korkan aptalın tekisin.
Aptallıktan kurtulmanın yolu bana niye aptal dedin diye bağırmaktan geçmiyor.
Aklına güvenmekten geçiyor.
Aklına güvenirsen gözlerinle gördüğünün doğru olduğunu anlarsın.
Kim derse desin yanlış olana yanlış dersin.
Yoruldun mu? Pekala bugünlükte bu kadar yeter.
Yarında bu yazıları okumaya geleceksen tohumlarını cebine koy. Ve her fırsatta
çıkarıp onlara bak.
Ve senin gördüklerin mi doğru. Yoksa inandıkların mı doğru bunu mutlaka sorgula.